YUKARI

Sürdürülebilir İş

Eklenme Tarihi: 10 Eylül 2020

4 gün çalışmak neleri değiştirir?

  • Koronavirüs pandemisi ile dönüşen iş dünyasında, son 5-6 yıldır sıklıkla tartışılan ‘haftada 4 gün çalışma’ sistemi bir kez daha gündeme geldi. Karantina döneminde azalan karbon emisyonları ve buna bağlı hava kirliliği, ofislerin daha az kullanılmasını ve 4 günlük mesai sistemini destekliyor.

    Koronavirüsten kaynaklanan karantina döneminde hepimiz fark ettik ki; verimli çalışmayı sürdürmek için mutlaka ofislerde olmamıza gerek yok. Bazı iş kollarının zorunlu işbaşı gerektiren faaliyetleri dışında milyonlarca insan bu dönemde evden çalıştı ve iş akışlarında bir aksama olmadı. Bunun yanında milyonlarca insanın trafikten uzak oluşu ve endüstriyel faaliyetlerdeki kısıtlama, karbon salımı oranlarını olumlu yönde etkiledi, bunun sonucunda da hava kirliliği değerlerinde ciddi düşüşler yaşandı. Buna bağlı olarak Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern, haftada 4 gün çalışıp, 3 gün tatil yapmanın mümkün olacağı bir çalışma planı sundu ve işverenleri bu konuda teşvik edeceklerini söyledi. Bu plan bir vizyon olarak şimdilik askıda tutulsa da, geleceğin iş dünyası için 4 gün çalışma modeli konusunda yeşil ışık yakılmış oldu.

    Keynes’in öngörüsü gerçekleşecek mi?
    Ünlü ekonomist John Maynard Keynes, 1930’lu yıllarda yaptığı çalışmalarda, ‘100 yıl içinde’ 15 saatlik bir çalışma haftasına sahip olunacağını öngörmüştü. Kendi zamanında sanayileşmenin yükselişini gören Keynes, daha verimli çalışma yöntemlerine yönelik eğilimin devam edeceğini varsaydı. Bir işçi, ihtiyaçlarını karşılayacak kadar kazandığında, kendine ayırdığı zamanı artırabilecekti. Sonrasında farklı liderlerin farklı ülkelerde kullandığı bu söylem; bugün bir sürdürülebilirlik çözümü olarak gündeme taşınıyor.

    Araştırmalar olumlu sonuç veriyor
    Yeni Zelanda’da 2018 yılında yapılan bir çalışmada, 240 çalışanın haftalık çalışma saatleri 40 saatten 32 saate indirildi. Ücretlerde bir değişiklik yapılmadan gerçekleşen bu deneme sonrasında;
    • Yüzde 24 daha fazla çalışan, işlerini ve kişisel yaşamlarını başarılı bir şekilde dengeleyebildiklerini belirtti.
    • Tüm çalışanlarda stres oranı yüzde 7 azaldı.
    • Genel iş tatmini yüzde 5 arttı.

    İklim krizi için önemli bir adım olabilir
    İklim krizi şu anda hükümetlerin ve şirketlerin en önemli gündem maddesi durumunda. Pandemi döneminde alınan zorunlu önlemlerin olumlu çevresel etkisi, karbon ayak izlerini sıfırlama taahhüdü olan şirketler için önemli bir adım oldu. Yeni normale geçişte esnek çalışma sistemlerinin bir alternatifi 4 günlük çalışma olabilir. Küresel ısınmanın 1.5 derece sınırında tutulması, 2030’a kadar karbon emisyonlarının her yıl yüzde 7 azalmasıyla mümkün. Dünya çapında yüz milyonlarca insanın evde kaldığı karantina döneminde bile bu oran yüzde 8 olarak gerçekleşti.

    Şirketler ne yapabilir?
    Yönetim danışmanları, insanların aynı ücreti almaya devam ederek çalışma saatlerini azaltmanın sürdürülebilir olmadığı görüşünü savunuyor. İnsanların ücretlerinde yapılan negatif değişimler ise genel olarak uzak durulan bir düşünce. Bu koşullar altında çalışanların iş hedeflerinin ve tanımlarının netlik kazanması, uzaktan çalışma seçeneklerinin artırılması geçiş dönemi çözümü olarak görülüyor. Milyonlarca kişinin evden çalışmasıyla trafik yoğunluğunun ve enerji kullanımının azalmasıyla insanlığın karbon ayak izi bir ölçüde azalacaktır.

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu