YUKARI

Duyurular

Eklenme Tarihi: 15 Nisan 2022

İklim krizine tohum fotoğraflarıyla dikkat çekiyor

  • Kendisini ‘tohum gözlemcisi’ olarak tanımlayan Lalehan Uysal, iklim krizinde en önemli eksikliğin farkındalık olduğunu belirtiyor.

    Kendini ‘tohum gözlemcisi’ olarak tanımlayan Lalehan Uysal, çocukluğundan bu yana tohum gözlemleyip tohum biriktiren, kimi zaman herkesin bildiği tohumları kimi zaman daha önce pek duyulmayan tohumları farklı açılardan bakarak görünür kılmaya çalışıyor. Uysal, fotoğrafladığı tohumları 2018 yılından bu yana her sergisinde ‘Kurda, Kuşa, Aşa… ve Göze…’ ismiyle kamuoyunun beğenisine sunuyor. AA muhabirine konuşan Uysal, annesinin tohumları mücevher kutularında, babaannesinin kahve pişirdiği mangalın soğumuş külleri arasında, iki savaş görmüş anneannesinin ise özellikle gıda tohumlarını eski bir tülbent veya çaputların içinde sakladığını anlatıyor ve “En büyük zenginlik toprak” diyor.

    "Yaşam olduğu müddetçe tohumlar olacak"
    Doğayı izlerken daha çok odaklandığı şeyin tohum olduğunu ve tohumun yeşermesi için gerekli olan toprağın korunmasının önemine dikkat çeken Lalehan Uysal şunları söylüyor: "Tohumlarımız yok olmaz, tohum sınır tanımaz. O ülkeden o ülkeye dolaşır. Başka bir şeye dönüşür. Atalık tohumunuz kendi toprağınızda yetişir, dönüşür. Tohum yaşamın bir öznesi olarak ömrünü, insan var olduğu müddetçe sürdürür. Ben tohumun bizsiz de var olabileceğine inanıyorum. Dünyada yaşam olduğu müddetçe tohumlar olacak ve yeşerecek. Ama tek şeye ihtiyacımız var: Atalık tohumlarımızı koruyalım saklayalım. Esas korumamız gereken şey gezegenimiz, toprağımız. O gezegen ve o toprak olmadan sakladığımız hiçbir tohumun bir anlamı yok."

    “Farkındalık yaratmak istiyorum”
    Sanatı, insanların iklim krizine dikkatini çekmek için bir araç olarak kullandığının altını çizen Lalehan Uysal, "Yaptığım da yapmak istediğim de şu anki iklim krizinde en önemli eksiklerimizden biri; farkındalık yaratmak. Her şeyin sürdürülebilirlik kelimesi altında açıklandığı son derece yıpranmış bir bilgi kirliliği var. O kadar yıpranmış durumdayız ki bu konuda doğrunun ne olduğu göremiyoruz. Su baskınlarını iklimin, baharın geç gelmesini, kışın geç gitmesini iklim krizi zannediyoruz. Benim için artık değişiklik, kriz kelimesi yeterli değil. Ben, iklim felaketi olarak tanımlamak istiyorum çünkü o kadar yakın, o kadar keskin, o kadar derin. Gelen şey su baskını veya mevsimlerin kayması değil çok büyük bir dalga. Tarım ve gıda, bunlardan en önemlilerinden biri. En çok gıdamız etkilenecek iklim krizinden" diyor.

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu