YUKARI

Sürdürülebilir Yaşam

Eklenme Tarihi: 03 Eylül 2018

2030’da dünyada 2 milyar ton gıda çöpe gidecek

  • Boston Consulting Group’un (BCG) yaptığı son araştırma, 2030 yılında çöpe giden gıda atığının yıllık 2,1 milyar tona çıkabileceğini gösteriyor. Bu rakamın parasal değeri 1,5 trilyon dolar. Farklı önlemlerle bu rakamın neredeyse yarısını kazanmak ise elimizde.

    Bugün dünyadaki gıdaların yaklaşık üçte biri israf ediliyor. Çöpe gıdan gıda miktarı yıllık olarak 1,6 milyar tona ve 1,2 trilyon dolara karşılık geliyor. Denklemin diğer tarafında ise açlık çeken yaklaşık 870 milyon insan yer alıyor.
     
    Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) paylaştığı verilere göre, çöpe atılan gıdalar küresel sera gazı emisyonlarının %8’inden sorumlu. 

    Özetle gıda israfı sosyal, ekonomik ve çevresel boyutlarıyla günümüzün en önemli sorunlarından biri olarak öne çıkıyor.

    Boston Consulting Group’un (BCG) yaptığı son araştırma gıda israfı konusunda endişe verici bir tablo ortaya koyuyor: Araştırmaya göre, 2030 yılında çöpe giden gıda atığı yıllık 2,1 milyar tona çıkabilir. Bu rakamın parasal değeri ise 1,5 trilyon dolar.

    Bu dramatik artışın arkasında, dünya nüfusundaki artış ve gelişmekte olan ülkelerdeki değişen tüketim trendleri yatıyor.
    BCG’nin paylaştığı rakamlara göre, çöpe giderek israf edilen gıdaların 2000 yılındaki değeri 0,9 trilyon dolar iken, 2015’te bu rakam 1,2 trilyon dolara çıktı. Eğer mevcut trend değişmezse bu rakamın 2030 yılında 1,5 trilyon dolara çıkması tahmin ediliyor.

    Gıda israfı değer zincirinin her aşamasında karşılaşılabilecek bir sorun olsa da, en önemli kayıplar sürecin başında ve sonunda yani üretim ve tüketim aşamalarında yaşanıyor. Gelişmekte olan ülkelerde sorun üretim ve nakliyede, gelişmiş ülkelerde ise daha çok tüketim sırasında ortaya çıkıyor.
     
    Tahminler endişe verici olsa da farklı alanlardaki iyileştirmelerle bu kayıpların önüne geçmek mümkün. BCG’nin önerdiği öncelikli iyileştirme alanları ve bu alanlarda yapılacak iyileştirmelerle sağlanacak yıllık kazanç ise aşağıdaki şekilde:

    • Farkındalık çalışmaları 260 milyar dolarlık bir kazanç sağlayabilir. (Sebze-meyveleri mevsiminde tüketmek ve sadece ihtiyaç duyulan kadar gıda alışverişi yapmak hem nakliye hem de tüketim aşamasında gıda israfının önüne geçebilir.)
    • Tedarik zinciri altyapısındaki iyileştirmelerle 150 milyar dolarlık tasarruf yapılabilir. (Özellikle gelişmekte olan pazarlarda soğuk zincirin yaygınlaşması nakliye esnasındaki kayıpları engelleyebilir.)
    • Yine tedarik zincirinin daha verimli kullanılması, 120 milyar doların çöpe atılmamasını sağlayabilir. (Tedarik zincirindeki dijital uygulamaların artması hem doğru miktarda sipariş verilmesini hem de son kullanma tarihi gelen gıdaların farklı şekilde değerlendirilmesini sağlayabilir.)
    • Çevre politikalarındaki düzenlemeler 110 milyar doları kurtarabilir. (Kanuni düzenlemeler ve vergilendirmeyle gıdaların çöpe gitmeden önce yeniden değerlendirilmesi veya geri dönüştürülmesinin yolu açılabilir. Ayrıca son kullanım tarihlerinin daha esnekleştirilmesiyle, yeteri kadar iyi görünmeyen fakat insan sağlığına  bir zararı olmayan gıdaların tüketimi teşvik edilebilir.)
    • İşbirlikleri ise 60 milyar dolarlık bir fırsatın kapısını açabilir.
    Özetle hükümetleri, STK’ların, üreticilerin ve tüketicilerin birlikte hareket etmesi, yaklaşık 700 milyar dolarlık bir kaybın önüne geçilebileceğini müjdeliyor.
     
    Gıda sadece ekonomik değil sosyal ve çevresel boyutlarıyla da ele alınması gereken bir konu. Gıda israfının önüne geçilmesi, açlıkla mücadeleye, yoksulluğun önlenmesine ve çöp alanlarındaki karbon emisyonunun (ve tabii ki ihtiyaç fazlası üretimin) azalmasıyla iklim değişikliğiyle mücadeleye hizmet ediyor. 

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu