YUKARI

Haberler

Eklenme Tarihi: 25 Mayıs 2009

Çaldağı'nın Çamları

  • 24.05.2009 Haberanaliz

    Turgutlu yakınlarındaki Çaldağı"nda İngiliz sermayeli Sardes Madencilik tarafından işletilmek istenen nikel madenine orman tahsis İzni verildi.

    Bu izin, Çaldağı"nda bulunan 280 bin ağacın maden alanı için kesilmesi anlamına gelirken, çevreciler ve madenin yaratacağı çevresel felakete karşı aylardır direnen Turgutlulular, ağaçların kesilmemesi için her türlü mücadeleyi vereceklerini dile getirdiler. Belediye Başkanı Serhat Orhan ise Tahkim Yasası"nın bakanlığın elini kolunu bağladığını ileri sürerek, şu saatten sonra madenin ilçeye yapacağı katkıları konuşmak gerektiğini söylüyor.

    280 bin ağaç kesilecek

    Turgutlu Çaldağı"nda işletilmek istenen nikel madeni için şirket, işyeri açmak için Eylül 2005 yılında iki ayrı izin aldı. Yine 2006 yılında nikel madeni kırma, eleme ve zenginleştirme tesisi için 18 aylık deneme izni alan şirket, bu deneme izninin bitmesinin ardından, küresel ekonomik kriz sonrası bir süredir sessiz bir bekleyiş içine girmişti. Bu süre içerisinde madenle ilgili verilen ÇED olumlu belgesine karşı yapılan itirazın mahkemece reddedilmesinin hemen ardından, şirket yeniden harekete geçti.

    Geçtiğimiz günlerde Turgutlu Ticaret ve Sanayi Odası"nın (TUTSO) aylık olağan meclis toplantısında konunun gündeme gelmesi üzerine açıklamalarda bulunan Turgutlu Belediye Başkanı Serhat Orhan"ın sözleri, 280 bin ağacın kesilmesi ile ilgili kararın nasıl çıktığını da ortaya serdi. Toplantının dilek ve temenniler bölümünde konuşan TUTSO Meclis Üyesi Ayla Yönet"in “Çaldağı"nda ağaçların kesilmesi ile ilgili çok büyük bir felaket yaşayacağımızı düşünüyorum. Bu konuyla ilgili ağaçların kesilmemesi için bir oylama yapılmasını rica ediyorum” sözleri üzerine Turgutlu Belediye Başkanı Serhat Orhan, baskılar sonucu Çaldağı"nda madencilik yapmaktan vazgeçmek üzere olan şirketin, çevrecilerin başlattığı hukuk savaşı nedeniyle yeniden döndüğü gibi garip bir açıklama yaptı.

    "Kendi kazdığımız kuyuya düştük"

    Orhan"ın aynı zamanda “sömürge haline gelindiğinin itirafı” olarak da nitelenen açıklamalarının bazı bölümleri şöyle: “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti"nin uluslararası anlaşmalara ve tahkime imzaladığı taahhütnameler var. Yani bu konuda atılan imzaları ve alınan kararları uygulamazsa tazminat ödeme ile ilgili bir sıkıntısı var. Ben bu anlatılanları bakanın ağzı ile anlatıyorum. Sayın bakanımız hem şirket, hem İngiliz Büyük Elçiliği, hem de İngiltere hükümeti tarafından sıkıştırılmaya başlandı. Sayın bakan beni çağırdı. "Başkan" dedi; "biz sıkıştık, maalesef kendi kazdığımız kuyuya düştük" dedi.” Orhan, şu saatten sonra yapılacak şeyin “en faydalı olacak şekilde bundan faydalanılmasının sağlanması” olduğunu ileri sürdü.

    Geride felaket bırakacak

    Ülkenin bilinen tek nikel yataklarına sahip olan Çaldağı"nda “sülfürik asit liçi” yöntemiyle yapılacak olan madenciliğe, uzmanlar ve bilimciler şiddetle karşı çıkıyorlar. Bölgedeki 300 bin ağacın kesilmesi sonucunu doğuracak olan maden, geride dev bir çukur, iki tane zehirli atık dağı bırakacak. Madenden geriye kalacak olan en tehlikeli atıklardan birisi de 900 bin metrekareye yayılmış olan 40 metre yüksekliğindeki, sülfürik asitle yıkanmış, içinde en az 4 milyon 500 bin ton kükürt bulunan atık yığınları olacak. (EVRENSEL)

    Haberin sayfasına ulaşmak için tıklayın

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu