YUKARI

Haberler

Eklenme Tarihi: 10 Haziran 2010

Dereler Ankara’ya Akacak

  • 08.06.2010 Yeşil Gazete

    Dereler Halkla Ankara’ya Akıyor” kampanyası çerçevesinde Ankara’daki meslek odaları, sendikalar ve sivil toplum örgütlerinin merkezleri ziyaret edilecek.

    Antalya Isparta Burdur Dereleri Gönlünce Aksın Platformunun öncülüğünde düzenlenen “Dereler Halkla Ankara’ya Akıyor” kampanyası çerçevesinde Haziran ortasında Ankara’daki meslek odaları, sendikalar ve sivil toplum örgütlerinin merkezleri ziyaret edilecek. Kampanyayla, 225 HES projesinin bulunduğu Akdeniz bölgesindeki sıkıntılar aktarılacak. Otuza yakın kuruluşun destek verdiği platformdan adına açıklama yapan Türkiye Su Meclisi Yürütme Kurulu Üyesi ve platform  sözcüsü  Hediye Gündüz, derelerin inşaat alanına dönüştüğünü ve suların kullanım hakkının özelleştirilerek devredildiğini vurgulayarak, “yaşanan bu önemli sorunu Türkiye’de önemli işlevler üstlenen ve bütün Türkiye’ye yayılmış örgütlenme sistemleri bulunan kuruluşlara anlatmak amacıyla kampanya düzenlenmiştir” dedi.

    Antalya’nın tarım ve turizm kenti olduğunun vurgulandığı açıklamada, bölgedeki doğa koruma alanlarının ve endemik bitki zenginliğinin yoğunluğuna dikkat çekilerek, “Doğal değerlerin tahribatı şehrimizin-bölgemizin bütününü etkileyecek olup; özellikle adeta sahipsiz durumda bulunan kırsal kesimleri daha da çok etkileyecektir” görüşüne yer verildi.

    Türkiye genelinde 5 bin HES yapılacak!

    Türkiye’de yaklaşık 1700 civarında HES projesi olduğunun ancak bu sayının 2500’e çıkacağı, ayrıca nehirler üzerinde daha küçük ölçekli 2500 santralin daha kurulacağı yönünde bilgiler geldiğinin ifade edildiği açıklamada, “bu durumda Türkiye’de yaklaşık 5000 bin civarında santral söz konusu olacaktır. Biz doğaseverler olarak bu çok ciddi durumun giderilmesi için projelerin iptal edilmesini ve derelerin özgür bırakılmasını istiyoruz” denildi. Hükümetin bu noktada her hangi bir karar almadığının belirtildiği açıklamada, projelerin iptal edilmemesi durumunda çözüm olarak halkın konuyla ilgili bilinçlendirilmesi ve hukuki yolların öne çıktığı vurgulandı. Toplumu büyük bölümünün konuyla ilgili yeterli bilgi sahibi olmaması nedeniyle çözüm arayışları için yapılacak çalışmaların eksik kalacağı belirtildi. Ankara ziyaretinin amacının konuyla ilgili bilimsel ve hukuki destek aramak ve kamuoyunu bilgilendirmek olduğu dile getirildi.

    Tecrübeler içaçıcı değil

    Hükümetin yapılan binlerce HES  projesini iptal etmemesi durumunda konunun çözümü için hukuki yolların aranacağının vurgulandığı açıklamada, Anayasanın 56. Maddesinde düzenlenen ‘herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olması ve bunun koruması’ gerekliliği ve 2872 sayılı Çevre Kanununun 1. Maddesinde belirtilen “bütün canlıların ortak varlığı olan çevrenin, sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda korunmasının sağlamak gerekliliği hüküm altına alınmıştır” ifadelerine atıfta bulunularak,  “buna rağmen HES’lerle ilgili yaşanılan tecrübeler hiç de iç açıcı görünmemektedir” ifadesi kullanıldı.

    ‘Su havza planları’ gerekli

    İdarenin bilgi paylaşımına gitmeyerek yöre insanının bilgi almasını engellediğinin öne sürüldüğü açıklamada, “yapılacak HES projelerinde, ÇED Yönetmeliği aşılmak için değişik taktiklere başvurulmaktadır. Bunlardan birisi 30 MW gücünde santral kurulması yerine bir akarsu üzerine 7 MW’den 4 tane santral kurma yoluna gidilmekte böylece ÇED gerekliliği ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır. Bunun için acil su havza planlarının hayata geçirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.  Santralden bırakılması gereken can suyu tabir edilen çevrenin yaşaması için gereken su, şirketler tarafından çoğu zaman bırakılmamakta, bu da o yörenin kuruması ve çölleşmesine neden olmaktadır. Alınan ÇED raporları da sağlıklı verilere dayanılarak hazırlanmış raporlar değildir” görüşüne yer verildi.

    Türkiye’de derneklerin devlet baskısı ve ekonomik nedenlerle yaşama şansı kalmadığının da vurgulandığı açıklamada, HES’lerle ilgili mücadelede yürüten derneklerin yalnız kalacağının ortada olduğu dile getirilerek, “bu durumda ülkemizin en örgütlü kuruluşlarının bu toplumsal sorumluluğu üstlenmelerinin artık zamanı gelmiş ve toplumsal sorunların çözümünde öncülük üstlenmeleri gerekmektedir” denildi.

    Bakanlık yatırımcının kırtasiye işini takip ediyor

    HES problemi yaşayan bölgelerin ortak özelliğinin kırsal kesim olması ve örgütlenme konusunda hiç tecrübelerinin olmamasının halkı yalnız bıraktığının vurgulandığı açıklamada, “Çevre ve Orman Bakanlığı bu kadar önemli sorunda sadece yatırımcının kağıt-kırtasiye-bürokrasi işlemlerini takip eden gereksiz bir kurum şekline dönüşmüş ve çevreyi korumakla mükellef olan kurum olan bakanlık işlevsiz kalmıştır” görüşüne yer verildi.

    Kampanyaya TTKD, Orman Mühendisleri Odası, Türkiye Ormancılar Derneği, Alakır Kardeşliği Platformu, Gömbe Belediyesi, Antalya Yeşiller, CHP, ÖDP, TKP, ÇHD, ADD, Saklıkent Koruma Platformu, Eğitim-Sen, KESK ve Doğader gibi kuruluşların yanı sıra Tekke, Armutlu, Avşar, Gökbük, Sülekler, Ürünlü, Çaltepe ve Değirmenözü köylüleri de destek veriyor. Kampanya çerçevesinde, TMMOB, KESK, DİSK, HAK-İŞ, TÜRK-İŞ, Türkiye Barolar Birliği ve Türk Tabipler Birliği gibi kuruluşların ziyaret edileceği açıklandı

    Haberin sayfasına ulaşmak için tıklayın

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu