YUKARI

Haberler

Eklenme Tarihi: 22 Ağustos 2014

Çölleşmeyi tersine çevirmek mümkün

  • Allan Savory, Bütüncül Otlak Yönetimi ile dünya genelinde 15 bin hektar alanda mucizevi değişim yarattı. Savory’nin çözümü, çölleşme riskiyle karşı karşıya olan araziye binlerce çiftlik hayvanı yerleştirmek.

    Çölleşme ve kuraklık günümüzde yaklaşık 4 milyar hektar alanı ve 110 ülkede yaşayan 1,2 milyar nüfusu doğrudan tehdit ediyor. Dünyadaki orman varlığı yılda yaklaşık 7.3 milyon hektar azalıyor. Türkiye’de Orman ve Su İşleri Bakanlığı geçtiğimiz günlerde Konya Kapalı Havzası’nın hidrolojik kuraklığa resmen girdiğini açıkladı. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, İstanbul için acil ekosistem koruma planı hazırlanması gerektiği konusunda uyarıyor. İstanbul’da yağan yağmur, betonlaşma, plansız kentleşme, ormansızlaşma yüzünden taşkınlara yol açıyor. Toprakla buluşamayan yağmur, yeraltı su kaynaklarına da ulaşamıyor ve dolayısıyla İstanbul’un susuzluk problemine çare olmuyor. Kuraklık nedeniyle İstanbul’u besleyen barajlarda ortalama su seviyesi yüzde yirminin altına indi.

    Oysa çölleşen topraklarımızı yeniden yeşertmek, su tutma kapasitelerini 3-4 yılda iki katına çıkarmak mümkün. Bunun için Bütüncül Yönetim’in ve Savory Enstitüsü’nün kurucusu Allan Savory’e kulak vermek gerekiyor. Savory, bir zamanlar çöl olan toprakları nasıl geri kazandırdığını anlatmak için 13-15 Ekim’de, Dünya Organik Kongresi için İstanbul’a gelecek. O gelmeden önce kendisini tanımakta fayda var. Alan Savory Zimbabweli bir biyolog, çiftçi, asker, sürgün, çevreci ve Bütüncül Yönetim konseptinin yaratıcısı. “Sadece hayvancılık bizi kurtarabilir” diyen Savory, fakirlik, sosyal eşitsizlik, şiddet, biyoçeşitliliğin kaybolmasının nedeni olarak çölleşmeyi gösteriyor. Savory, Afrika’da çölleşmenin nedenlerini araştırırken, geliştirdiği Bütüncül Yönetim programı ile, çölleşme yüzünden kaybedilen toprakların geri kazanılmasını sağlıyor. Doğal hayatı taklit etme yöntemi olarak tanımlanan biyomimikriyi, çok iyi düşünülmüş karar alma mekanizmaları ile uyum içinde kullanan Bütüncül Yönetim, akılcı eylemi ve detaylı planlamayı savunuyor. 

    Allan Savory’nin geçtiğimiz sene TED’de yaptığı “Dünya’nın çöllerini nasıl yeşertebiliriz ve iklim değişikliğini nasıl tersine döndürebiliriz?” konuşmasından bazı bölümlere kulak verelim: 

    1-Çölleşme, çöle dönüşen toprağı tanımlamanın kibarcasıdır. Uzaydan baktığımızda, dünyanın üçte ikisinin çölleşmekte olduğunu görebiliyoruz. Suyun ve karbonun yazgısı, topraktaki organik maddeye bağlı olduğundan, toprağa zarar verirsek, topraktaki karbonu kaçırırsak, karbon atmosfere geri dönüyor.”

    2-Eskiden bilim insanları, arazi kuraklığının doğal olduğunu iddia ediyor, çölleşmenin nedenini de bilinmeyen süreçlere bağlıyorlardı. Çölleşmeye çiftlik hayvanlarının neden olduğuna inanıyorlardı. Bir zamanlar dünyanın düz olduğuna inanırken nasıl yanılıyorsak bu konuda da yanılıyorduk. Çünkü ABD’nin batısının tamamında, sığırların uzaklaştırıldığı her yerde çölleşmenin daha da arttığını gördüm.” 

    3-Çölleşme riskiyle karşı karşıya olan araziye binlerce çiftlik hayvanı yerleştirilmeli. Bu hayvanların bir sürü halinde orada bulunması ve belli bir hızda hareket etmeleri sağlanmalı. Bu şartlar, geçmiş asırlardaki büyük sürülerin hareketinin o bölgede taklit edilmesini sağlayacaktır. Sürülerin hareketiyle meydana gelecek çiğneme ve gübreleme, arazinin başınızı döndürecek bir hızda tekrar yeşillenmesini ve verimli hale gelmesini sağlayacaktır. 

    4-Bugün artık Afrika köylerinde genç kadınlar, hayvanların nasıl büyük sürüler haline getirilebileceğini öğretiyorlar. Doğayı taklit eden bir otlanma şeklini, geceleri hayvanları nerede tutacaklarını, sürüleri yırtıcı dostu kılarak nasıl süreceklerini biliyorlar. Tarlalarda ürün miktarında da büyük artışlar var. Örneğin Zimbabwe’de bu yöntemi uyguladığımız arazilerde büyük başarı elde ettik. Dünyanın birçok yerinde erozyona uğramış topraklarda da verimli sonuçlar aldık. 

    5-Beş kıtada, onbeş milyon hektar arazide ve ne yaptığını bilen insanlarla birlikte, hesaplayabileceğimizin çok üzerinde karbonu depoladık. Bu yöntemi uygulamaya devam edersek atmosferden yeterince karbon çekip binlerce yıl güvenli bir şekilde çayırlarda depolayabiliriz. Bunu dünya çayırlarının sadece yarısında uygulayabilmek bile, bizi endüstri öncesi döneme götürebilir. Üstelik aynı anda insanların da karnı doyar. Dünyamız, çocuklarımız, torunlarımız ve bütün insanlık için bundan daha büyük bir umut beslenebilir mi sizce?

    Haber hakkında detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu