YUKARI

Sürdürülebilir Kalkınma

Eklenme Tarihi: 01 Ağustos 2017

Eşitlik Kavramları ve Ayrımcılık

  • Erkekler çocuk bakmaz, kadınlar duygusal olur... Ülkem İçin Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Destekliyorum kitapçığı önyargılardan ayrımcılığa cinsiyet eşitliği konusundaki anahtar kavramları inceliyor.

    Koç Holding, Ülkem İçin projesiyle Koç Topluluğu şirketleri, çalışanları, bayileri ve tedarikçileri arasında sosyal sorumluluk olgusunu yaygınlaştırmayı hedefliyor. Mevcut teması Toplumsal Cinsiyet Eşitliği olan proje, Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) ile birlikte gerçekleştirilen kurum içi eğitim ve farkındalık çalışmalarını da kapsıyor. Koç Holding ve AÇEV’in bu kapsamda hazırladığı Ülkem İçin Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Destekliyorum kitapçığında toplumsal önyargılardan ayrımcılığa kadar eşitlik kavramları, Türkiye’de kadının durumu, toplumsal cinsiyet ve işyerinde eşitlik gibi konulara yer veriliyor.

    Kitapçığın Eşitlik Kavramları ve Ayrımcılık başlıklarında paylaşılan tanımları sizin için derledik:

    Toplumsal eşitlik nedir?

    Toplumsal eşitlik, belirli bir topluma veya gruba mensup bireylerin yasalar karşısında, medeni ve siyasi haklarda, ifade özgürlüğünde ve sosyal hizmetlere erişim gibi temel hak ve özgürlük alanlarında eşit koşullara sahip olmaları durumudur.

    Sosyal sınıflandırma nedir?

    İnsan beyni gün içerisinde binlerce, hatta milyonlarca, uyaranla karşılaşır. Bu yükle baş edebilmek için her uyaranı ayrı ayrı değerlendirmek yerine sınıflandırır. Bu sınıflandırmayı bireyleri ve sosyal dünyayı algılamak için de kullanır. Buna “sosyal sınıflandırma” denir. Böylelikle insanlar bireyler olarak değil de “erkekler”, “kadınlar”, “gençler”, “yaşlılar”, “Türkler” ve “Romenler” gibi sınıflar altında değerlendirilirler.

    Zihinsel açıdan kolaylık sağlayan bu süreç, zaman zaman bireye ve topluma çok büyük bedeller ödetebilmektedir. Çünkü sosyal sınıflandırma, kalıp yargıların ve önyargıların oluşumunda temel bir bilişsel süreç olarak ortaya çıkar.

    Önyargılar ve kalıp yargılar nedir?

    Önyargılar, bireyler hakkında bilimsel bir dayanağı, gerçekliği veya somut bir nedeni olmadan oluşturulmuş olumsuz yargı ve tutumlardır. Bir kişiye yöneltilen önyargılar, bireyin şahsi davranışları veya kişiliği baz alınarak değil, belirli bir grup (cinsiyet, doğduğu yer, din gibi) ile ilişkilendirilmesinden ortaya çıkar.

    Sosyal sınıflandırma sonucu, aynı grupta görülen bireylere atfedilen özellikler ve benzerlikler abartılabilir. Böylece “kalıp yargılar” oluşmaya başlar. “Kadınlar duygusal oldukları için adil karar veremezler”, “Erkekler çocuk bakamaz”, “Çocuğun her zaman babadan çok anneye ihtiyacı vardır”, “Kadınlar duygusal olur”, “Erkekler korkmaz” gibi kabuller oluşur.

    Uzun süreler boyunca süregelen yargılar, bir süre sonra bir grubun üyesinin nasıl davranması gerektiğini belirlemeye başlar. Yani süreç ters olarak işlemeye başlar ve grup üyeleri isteyerek veya istemeyerek beklentilere uygun davranır. Bu davranışlar da kalıp yargıyı haklı çıkarır.

    Ayrımcılık Nedir?

    Kişilerin, kurumların veya devletlerin, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, inanç, etnik köken, cinsel kimlik, felsefi ve siyasi görüş, sosyal statü, medeni hal, sağlık durumu, engellilik, yaş ve benzeri temellere dayalı, düzenlenen hak ve özgürlüklerden, diğer bireylerle eşit koşullarda, tam ve etkin olarak yararlanmasını engelleyen veya zorlaştıran her türlü farklı tutum, davranış ve muameleyi ifade eder.

    Ayrımcılık çoğu zaman daha az güce veya kaynağa sahip olanların, gücü ve kaynakları elinde tutanlar tarafından maruz bırakıldıkları bir durum olarak yaşanır.


    Bu yazıdaki bilgiler Koç Holding ve AÇEV tarafından hazırlanan Ülkem İçin Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Destekliyorum kitapçığından alınmıştır.

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu