YUKARI

Haberler

Eklenme Tarihi: 13 Haziran 2013

Boğaziçi Balıkları Tarih Oldu

  • 12 Haziran 2013 Milliyet Cadde
    Boğaziçi’nde balık, antik dönem filozoflarının kitaplarına girecek kadar boldu. İstanbullular 1950’lere kadar balık bolluğunun tadını çıkardı. Aşırı avlanma ve kirlilik yüzünden Boğaziçi’ndeki balıklar da balıkçılık kültürü de zamanla tarihe karıştı

    Sürüler halinde Boğaz’dan geçerken dev bir yüzer adaya benzeyen yunuslar, lüfer sürüleri, kofanalar, yalı kayıkhanelerini mesken tutan foklar... Bugünün İstanbul’unda hayali bile güç olan bu manzaralar, 60 yıl önce sıradan görüntülerdi Boğaziçi’nde. Balıkçılar, 1950’lere kadar 50’ye yakın türün Boğaziçi ve çevresinde avlandığını anlatır.

    İstanbul Boğazı, antik dönemde de biyolojik bir koridordu. Aristoteles, Boğaziçi istiridyelerinin lezzetinden bahseder. Buradaki balıkların yağmur mevsiminde artması filozofun ilgisini çekmiş, yazı Karadeniz’de geçirmek için göçmeleriyse, yağmurun balıklar için ne kadar yararlı olduğunu anlamasını sağlamıştı.

    Strabon, Boğaz’daki akıntının palamutları Haliç’e girmeye zorladığını yazar. Kuvvetli akıntının bir araya getirdiği palamutlar, koyların darlığı nedeniyle Haliç’e doluşur ve kolayca tutulurlardı.

    3 denizin buluştuğu çanak
    37 ciltlik Doğabilimi Tarihi’ni yazan Plinius’un tarifine göre, Kadıköy yakınında belirgin beyazlıkta bir kaya vardı. Bugün Kız Kulesi’nin üzerine inşa edildiği düşünülen kayayı göç ederken aniden karşılarında bulan orkinoslar telaşa kapılır, Sarayburnu’na doğru uzaklaşır ve Haliç’e doluşurlardı. Kadıköy’e aralarında sadece bir millik mesafe olmasına rağmen,  bütün balık avcılığı burada  yapılırdı.

    Bizans döneminde, kentin bir gelir kaynağı da balıkçılık oldu. Haliç’te tutulan palamut ve orkinoslar, tuzlama, kurutma ve tütsüleme gibi tekniklerle işlenir, iç ve dış pazara sunulurdu. Kentin simgesi balık, madeni paraların üzerine basılacak kadar önemliydi.

    İstanbul Boğazı’nın özel bir eko-sistemi vardır. Balıklar ve deniz canlıları yüzyıllardır rüzgar, anafor ve akıntıların oluşturduğu bu sistem içinde yaşıyor. Burada yapılan balıkçılık, ‘akıntı balıkçılığı’ olarak adlandırılır. Boğaziçi, yukarıda Karadeniz, aşağıda Akdeniz ve ortada Marmara suları diyebileceğimiz karışım ortamıyla, 3 denizin yer aldığı tek çanaktır.

    Haberin devamına ulaşmak için tıklayınız.

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu