YUKARI

TSKB'den Haberler

Eklenme Tarihi: 10 Ekim 2021

Döngüsel ekonomiye yatırım yapılmalı

  • TSKB ve iştiraki Escarus’un İklim Finansmanı sponsorluğunu üstlendiği 7. İstanbul Karbon E-Zirvesi yapıldı.

    Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) ve sürdürülebilirlik çözümleri ile iş dünyasının dönüşümü yönünde danışmanlık hizmeti veren iştiraki Escarus’un İklim Finansmanı sponsorluğunu üstlendiği 7. İstanbul Karbon E-Zirvesi gerçekleştirildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği’nin (SÜT-D) ana destekçisi olduğu ‘İklim Dirençli Türkiye İçin Yeşil Toparlanma Atık ve Enerji Yönetiminin Rolü’ başlıklı zirvede, Türkiye’nin iklim direncinin yükseltilmesinin yanı sıra ekonomi ve iş dünyasına yönelik strateji ve uygulamalar ele alındı. Escarus moderatörlüğünde gerçekleşen ve TSKB, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası ile EBRD (Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası) yöneticilerinin panelist olarak yer aldığı ‘Yeni Yeşil Yol: Fırsatlar ve Zorluklar’ başlıklı oturumda, yeşil strateji ve yaklaşımlar konusunda güncel yönelimler, fırsatlar, zorluklar ve beklentiler değerlendirildi. Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği’nin karbon ayak izini düşürerek ülkemizin iklim krizine karşı direncini artıran kuruluşları ödüllendirdiği E-Zirve’de TSKB, ‘Yenilikçi Sürdürülebilir Finansman Çözümleri’ kategorisinde ödüle layık görüldü.

    “Avrupa Yeşil Mutabakatı büyük bir zihni dönüşümün işaret fişeğidir”
    ‘Yeni Yeşil Yol: Fırsatlar ve Zorluklar’ başlıklı oturumun moderatörlüğünü üstlenen Escarus Genel Müdürü Dr. Kubilay Kavak, Avrupa Yeşil Mutabakatı’na yönelik olarak; “Avrupa Yeşil Mutabakatı sadece bir karbon ticareti meselesi değil, büyük bir zihni dönüşümün işaret fişeğidir. Bir iktisadi paradigma değişikliğine yönelik öncü göstergedir” dedi. Kavak, panelin başlığına yönelik şunları söyledi: “Bütün bu süreci özetlemek için üç kritik kelime olduğunu düşünüyoruz: Birincisi ‘yeni’. Çok eskiden beri dünyanın çok çeşitli bölgelerinde bir takım yıpratıcı hava olayları meydana gelirdi. Artık bu olayların tekrarlanma sıklığı ve şiddeti artmaya başladı. Bu yıl Akdeniz kuşağındaki birçok Avrupa ülkesi yangın felaketleriyle mücadele etti, Karadeniz Bölgesi çok şiddetli sel felaketleriyle karşı karşıya kaldı. Teksas’ta eyalet sakinlerini konfor standartları açısından neredeyse yüz yıl öncesine döndüren, elektriksiz ve doğal gazsız bırakan ve bir anda bastıran dehşet kış şartları yaşandı. Dolayısıyla baştan aşağıya yeni bir durumla karşı karşıyayız. Neden ‘yeşil’? Çünkü bu yeni duruma üretilecek cevabın temel rengi yeşil. İklim Anlaşması’ndan AB (Avrupa Birliği) Yeşil Mutabakatı’na ve IMF’nin (Uluslararası Para Fonu) yeşil toparlanma çağrısına kadar küresel düzeyde karşılık gören bütün politika metinleri yeşil bir tutum öneriyor. Son olarak ‘yol’. İklim değişikliğiyle mücadelede bir mutabakat sağlanması çok uzun zaman aldı ama geldiğimiz nokta itibarıyla bu uzun ince yol, çok şeritli bir otobana dönüşüyor. Artık Biden yönetimiyle birlikte ABD’nin, yeni pozisyonu ile Çin’in, Kıta Avrupası’nın ve İngiltere’nin karşılıklı müzakere ve liderliği ile yürütülen yeni bir döneme girdiğimizi görüyoruz.”

    “İklim değişikliği çocukların eğitimine ders olarak gelmeli”
    TSKB Mühendislik ve Teknik Danışmanlık Bölümü Grup Yöneticisi Tulu Ertem, iklim krizindeki eğrinin nasıl değişeceğine yönelik değerlendirmelerde bulundu. Ertem; “Bugün geldiğimiz noktada iklim problemi her birimizin hayatına yansımaya ve şirketlerin finansal boyutunu etkilemeye başladı. Artık finansmanlara ulaşmak için iklim risklerini devlet ve özel sektör olarak gündemimize almamız gerekiyor. Enerji ve kaynak verimliliği ile döngüsel ekonomi, önümüzdeki dönemde yatırım yapmamız gereken alanlar. Bu konulara odaklandığımız takdirde uluslararası finansmandan aldığımız pay yükselecektir. Bu dönemi bir fırsat olarak görmeliyiz. Öte yandan iklim değişikliği artık dört mevsim gibi bir gerçek haline geldi. İklim değişikliğinin mutlaka çocuklarımızın eğitimine bir ders olarak girmesi gerekiyor” dedi. Şirketlerin bu alanda yapması gereken çalışmalara da değinen Ertem, “Proseslerimizde enerji ve kaynak verimliliği, yenilenebilir enerji kullanımı, kirlilik önleme ve döngüsel ekonomi alanına odaklanmak gerekiyor. Adaptasyon yatırımları yapmak ve sera gazlarını ölçmek önemli başlıklar arasında. En başta üretim kaynaklı emisyonları azaltmak şirketlerin faaliyetlerini sürdürebilmeleri için önemli bir konu haline geldi. Yurt dışında ürünlerimizi raflarda görmek istiyorsak bunları yapmak zorundayız” diye konuştu. Bilim temelli hedefler kapsamında da birçok çalışma yürüttüklerini dile getiren Ertem şöyle devam etti: “Temel amacımız emisyonu yerinde azaltmak olmalı. Aslında çok basit önlemlerle çok ciddi azaltımlar sağlayabiliyoruz. Örneğin, yangın söndürücü gazı. Mevcut gaz yerine sera gazı etkisi daha düşük gaza geçiş yaparak gaz kaçakları nedeniyle ortaya çıkan emisyonlarda ciddi azaltımlar sağlayabileceğimizi gördük. Ayrıca elektrikli araca geçiş ve mevcut makine ekipmanlarımızı yenileme gibi önlemlerle kısa sürede hedeflerimize ulaşabileceğimizi öngörüyoruz.”

    “TSKB bugüne kadar 375 adet yenilenebilir enerji projesi finanse etti”
    Tulu Ertem, TSKB’nin kredi portföyünün yüzde 90’ının BM (Birleşmiş Milletler) Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na (SKA) dokunan yatırımlardan oluştuğunu söyledi. Ertem sözlerini şöyle tamamladı: “TSKB, bugüne kadar hidroelektrik santral, rüzgâr, güneş, jeotermal, biyogaz olmak üzere 375 adet yenilenebilir enerji projesi finanse etti. Bu da yaklaşık 7150 MW, yani Türkiye’nin kurulu gücünün yüzde 13-14’ü gibi bir rakama denk geliyor. Finanse ettiğimiz projelerin dağılımına bakıldığında; rüzgâr ve güneş enerjilerinin artış trendinde olduğunu söyleyebiliriz. 2021 yılında Türkiye İklim Riskleri Raporu’nu yayımladık ve bu rapor kapsamında finansal etki ve hedeflerimizi oluşturduk. 2030 yılına kadar sürdürülebilir kalkınma amaçlı kredilerimizin 8 milyar doların üzerinde olmasını hedefliyoruz. Aynı süre içerisinde iklim değişikliği ve çevre odaklı SKA’lara dokunan kredi portföyümüzü de yüzde 60 seviyesinin üzerine çıkarmak bir diğer hedefimiz. Faaliyetlerimizin yarattığı etki boyutuna ilişkin olarak bilim temelli hedeflerimizi belirledik. Dünyada henüz Science Based Target Initiative tarafından hedefleri onaylanan herhangi bir finans kuruluşu bulunmuyor. TSKB olarak bu onayı almak için çalışmalar başlattık ve kapsam 1 emisyonlarımızı 2030 yılına kadar yüzde 42, 2035 yılına kadar da yüzde 63 azaltmayı taahhüt ettik. Öte yandan, finanse ettiğimiz yatırımların karbon emisyonlarını nasıl ölçeceğimize dair çalışmalara da başlamış bulunuyoruz.”

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu