YUKARI

Sürdürülebilir Yaşam

Eklenme Tarihi: 16 Ağustos 2022

İklim kriziyle ilgili doğru bilinen yanlışlar

  • Hemen her gün bu satırlarda iklim krizi ile ilgili gerçekleri size aktarmaya çalışıyoruz. Bu kez konumuz iklim krizi ile ilgili yanlış bilinenler…

    İklim krizi dünyanın tartışmasız ilk gündemi. Fakat bilim insanları alınan önlemlerin yetersiz olduğunu düşünüyor ve ardı ardına yapılan araştırmalarla insanlığı uyarmayı sürdürüyor. Bu konuda yapılan en yeni ve çarpıcı araştırmaları blogumuzda sizinle paylaştık. Anımsamak gerekirse, Mayıs 2022’de İngiltere Meteoroloji Dairesi tarafından Dünya Meteoroloji Organizasyonu (WMO) adına yapılan yeni bir araştırmaya göre; küresel ısınmanın önümüzdeki beş yıl içinde 1.5 °C eşiğini geçme olasılığı yüzde 50'ye yükseldi. WMO raporu daha önce bu olasılığı 2020'de yüzde 20 ve 2021'de yüzde 40 olarak hesaplamıştı. Bu kritik değerlendirmeden önce, IPCC'nin (Hükûmetlerarası İklim Değişikliği Paneli) ‘İklim Değişikliği 2022: Etkileri, Uyum ve Kırılganlık’ başlıklı raporu; iklim değişikliğine uyum alanındaki yatırım ve gelişmelerin artan riskleri önlemeye yeterli olmadığını ortaya koymuştu. Araştırmalar bu denli net bulgular öne sürerken hâlâ iklim krizi ile ilgili bazı konuların hatalı yorumlandığı anlaşılıyor. İşte farklı çalışmalardan derlediğimiz başlıca hatalı bilgiler…

    Küresel ısınmaya güneş neden oluyor
    Çalışmanın, bu düşünceye verdiği yanıt kısa ve açıklayıcı: Güneşten gelen enerji çıkışı son 30 yıldır uydular tarafından izleniyor. Küresel ısınma sürecinde enerji çıkışında bir artış yok.

    İklim her zaman değişir. İnsanlar kömür ve petrol yakmaya başlamadan önce de değişirdi. Şimdi kömür ve petrolün küresel ısınma yarattığını düşünmek yanlış.
    Çalışmaya göre bu yanılgı, insan faaliyetlerinin iklim değişikliğinde bir rol oynamadığına inanmak anlamını taşıyor. Böyle düşünenler, dünyanın ilk günden beri sürekli değişim halinde olduğuna inanıyor. Gerçekte ise, birçok iklim etkeninin hem doğal hem de insan kaynaklı olduğu çok açık. Gelinen teknolojik düzeyde bilim insanları, hangi iklim etkeninin doğal hangisinin insan kaynaklı olduğunu ayırt edebiliyorlar. Elde edilen kanıtlar, son zamanlardaki ısınmanın birincil nedeni olarak insan faaliyetleri kaynaklı karbon salımını güçlü bir şekilde destekliyor.

    Dünya son on yıldır soğuyor; küresel ısınma 1998 veya 2002'de durdu.
    Bu hatalı bakış açısı temel bir yanlış anlamadan kaynaklanıyor. 10 yıllık kısa zaman dilimlerinde dünyanın ısınması veya soğuması anlamlı bir çıkış cümlesi olmaz. İklim, yapılan ölçümlerin uzun vadeli ortalamaları ile tanımlanan bir olgu. 20’nci yüzyıl boyunca, uzun vadeli küresel ortalama yüzey sıcaklığı açıkça artmış.

    İklim değişikliği küresel ısınma anlamına gelir.
    İklim değişikliği ve küresel ısınma aynı anlamı taşımaz. Küresel ısınma, iklim değişikliğinin bir yönüdür ve küresel sıcaklığı yükseltme eğiliminde olan atmosferdeki aşırı sera gazı konsantrasyonlarından kaynaklanır. İklim değişikliği ise sıcaklık, hava durumu kalıplarını içeren uzun bir süre boyunca iklim ölçülerinde artan değişikliklerdir. Küresel ısınma, yalnızca metan, karbondioksit vb. sera gazları nedeniyle gezegenin ısınması anlamına gelir. İklim değişikliği ise küresel ısınmanın kendisini, buzdağlarının ve Kuzey Kutbu'nun erimesini, uzun bir süre boyunca şiddetli hava değişikliğini, silinmesini veya yok olmasını içerir.

    Bitkilerin karbondiokside ihtiyacı var. Ne kadar üretirsek o kadar iyi!
    Karbondioksidin kendisi iklim değişikliğinin tek suçlusu değil ve evet bitkiler hayatta kalmak için karbondiokside ihtiyaç duyarlar. Ayrıca büyük miktarlarda karbondioksidi emmek ve depolamak konusunda da çok önemli bir rol oynarlar. Fakat gıda üretimi ve yapılaşma gibi insan faaliyetleri geniş orman alanlarını yok ediyor ve üretilen karbondioksit dünyaya fazla geliyor. Karbondioksidin gidecek hiçbir yeri olmaması ve dünyanın yüzeyinden ayrılmaya çalışan ısıyı hapsetmesi ise şiddetli bir değişime neden oluyor.

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu