YUKARI

Keşfet

Yazar: Seçil Oprak Akalan | Eklenme Tarihi: 10 Ağustos 2008

Yaşama Yer Açın

  • Ben kırk dört daireli bir apartmanın yedinci katında yaşıyorum. Her sabah uyandığımda ilk işim yeni bir güne merhaba demek için perdemi açmak olur.

    Günün ilk ışıkları ile birlikte tek gördüğüm ise binaların damları. Neyse ki damlarda uyuklayan martı komşularımı görmek, onların seslerini duymak biraz olsun neşemi yerine getiriyor.

    Ama zavallı gözlerim her sabah “yeşil”i görmenin özleminde. Şehrin içinde yaşarken, okula, işe, alışverişe koştururken anlamıyoruz şehirlerimizin ne kadar yeşilden yoksun olduğunu.


    Şehirlerimizin, yaşadığımız yerlerin yeşilden ne kadar yoksun olduğunu en iyi şehrin yüksek tepeleri anlatır bize.

    Yaşadığınız yeri kucaklayan, şehrinizi kuş bakışı görebileceğiniz yüksek yerlere çıkıp, bu noktalardan hiç yaşadığınız yerlere baktınız mı?




  • Baktığınız zaman tüm gerçek gözünüzün önüne serilir. Ne kadar da çok bina vardır yaşadığınız alanı kuşatan. Ne kadar az yeşil alan kalmıştır şehrinizde temiz hava almak için, oynamak ve dinlenmek için. Beton binalar şehrinizi yutmuş, son ağaçları barındıran tepelere doğru hızla tırmanışa geçmiştir.

    Ve anlarsınız ki aslında gözünüzün gördüğü “yeşil” son yeşildir. Bu yeşil alanlar her an bir alışveriş merkezi, toplu konut alanı veya otel inşaatı ile yer değiştirebilir.

    Yaşadığımız alanlar hızla betonlaşıyor, kentimizin sulak alanları ve kentimizin ormanları yok oldukça bize de nefes alacak alanlar kalmıyor.

    Ve ağaçlar, kuşlar, böcekler çiçekler, toprakla el birliği yapmış hep bir ağızdan feryat ediyor:

    YAŞAMAK İSTİYORSANIZ YAŞAMA YER AÇIN!
    Yaşamak istiyorsak yaşama yer açmalıyız. Yaşadığımız yerlerde sulak alanlara, ormanlara, kent parklarına, okul bahçemizdeki fidanlara, sokağımızdaki ağaçlara yaşamımızda yer açmalı, yok olmamaları için sahip çıkmalıyız.

    Çünkü onlara şimdi her zamankinden daha çok ihtiyacımız var yaşamak ve yaşatmak için…