YUKARI

İklim Değişikliği

Eklenme Tarihi: 19 Kasım 2025

COP30’un sekizinci gününde topluluk hakları tartışıldı

  • COP30’un sekizinci gününde topluluk hakları, orman koruma ve karbon piyasası bütünlüğü öne çıktı. Doğa temelli çözümler ikinci haftanın yönünü belirliyor.

    Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nın (COP30) sekizinci günü müzakerelerin odağını, yeniden doğa temelli çözümler, topluluk hakları ve yüksek bütünlüklü karbon piyasaları oluşturdu. Ormansızlaşmayı durdurmak, tedarik zincirlerindeki riskleri azaltmak ve yerli toplulukların iklim finansmanındaki payını güçlendirmek için peş peşe açıklamalar yapıldı. Aynı zamanda karbon piyasalarında bütünlüğü artırmaya yönelik yeni metodolojiler, bölgesel girişimler ve topluluk temelli finans mekanizmaları, günün en dikkat çeken başlıkları arasında yer aldı.

    Yerli halk topraklarını tanıma taahhüdü
    Günün en önemli gelişmelerinden biri, 15 ülkenin toplam 160 milyon hektarlık topluluk ve yerli halk topraklarını tanıma ve güvence altına alma taahhüdü oldu. Bu adım, hem Amazon havzası hem de Afrika ve Asya’daki kritik ekosistemlerde yerli toplulukların doğa koruma rolünü güçlendirmeyi amaçlıyor. COP30’un ilk haftasında duyurulan 1.8 milyar dolarlık arazi hakları finansman paketinin devamı niteliğindeki bu taahhüt, toplulukların doğrudan iklim finansmanına erişimini artıracak mekanizmaları da içeriyor. Ülkeler ayrıca, ormansızlaşma riskinin yüksek olduğu tedarik zincirlerine yönelik yeni bir küresel program duyurdu. Program; tarım, gıda, kereste ve madencilik sektörlerinde şeffaflık, takip edilebilirlik ve yüksek standartlı doğrulama sistemlerini teşvik ederek özel sektörün sorumluluğunu artırmayı hedefliyor.

    Karbon piyasalarında bütünlük arayışı hızlanıyor
    Sekizinci günün öne çıkan bir diğer başlığı, gönüllü ve uyumlu karbon piyasalarının bütünlüğünü güçlendirmeye yönelik yeni adımlar oldu. Birleşik Krallık merkezli bir kuruluş, orman karbonu projelerine güveni artırmayı hedefleyen yeni bir doğrulama aracı tanıttı. Bu araç; ilaveyet, sızıntı riski, uzun vadeli izleme ve topluluk etkisi gibi kritik kriterlerde daha şeffaf ve karşılaştırılabilir değerlendirmeler yapılmasını sağlayarak hem gönüllü karbon piyasalarında hem de gelişmekte olan uyumlu piyasalarda kalite standartlarını yükseltmeyi amaçlıyor. Ayrıca bazı ülkeler, Paris Anlaşması Madde 6 kapsamında TER işaretli (teknik riskli) raporlarla ilişkilendirilen ITMO (Uluslararası Aktarılabilir Azaltma Sonuçları) transferlerinin tamamen yasaklanmasını talep ederek tartışmaları sertleştirdi. Bu talep, düşük standartlı kredilerin uluslararası piyasaya girişini engellemeyi hedeflese de bazı ülkeler bunu esnekliği kısıtlayan bir adım olarak değerlendirdi. Bu nedenle Madde 6 müzakerelerinin önümüzdeki günlerde daha da gergin bir zemine oturması bekleniyor.
    Peru’nun, ilk uzun ömürlü (durable) CDR (Karbondioksit giderimi) metodolojisini 2026’nın ilk çeyreğinde onaylayacağını açıklaması ise karbon giderimi teknolojileri için önemli bir eşik olarak görüldü. Bu adım, ‘Kalıcı karbon kaldırma’ projelerinin bölgesel ölçeklenmesine kapı aralayabilir.

    Doğayı korumanın yolu koruyucuları güçlendirmekten geçiyor.
    COP30’un sekizinci günü, ormanların ve yerel toplulukların korunmasına yönelik önemli küresel taahhütlerin pekiştirildiği bir gündü. Aralarında Brezilya, Endonezya ve Kongo havzası ülkelerinin bulunduğu 15 hükümet, topluluklara ait 160 milyon hektar alanın resmî olarak tanınmasına yönelik yeni bir ortak taahhüt açıkladı. Bu adım, ormansızlaşmayı azaltmanın en etkili yollarından biri olarak görülen topluluk temelli arazi yönetiminin güçlendirilmesi açısından tarihi bir eşik olarak değerlendirildi. Ayrıca COP30’da yayımlanan yeni analizler, yerli halkların yönettiği ormanların karbon tutma kapasitesinin diğer orman kategorilerine göre daha yüksek olduğunu ortaya koyarken, bu alanların iklim finansman mekanizmaları içindeki payının hâlâ düşük olduğuna dikkat çekti. Günün genel mesajı netti: Doğayı korumanın yolu, o doğanın koruyucularını güçlendirmekten geçiyor.

    Sekizinci günün genel çerçevesi
    COP30’un sekizinci günü, iklim eyleminin yalnızca teknik müzakereler değil aynı zamanda hak temelli bir dönüşüm olduğunu bir kez daha gösterdi. Ormanların korunmasından topluluk haklarına, karbon piyasalarının bütünlüğünden tedarik zincirlerindeki sorumluluğa kadar atılan adımlar, doğa temelli çözümler ile sosyal adaletin birbirinden ayrılamayacağını vurguluyor. Yeni taahhütler ve duyurulan araçlar, ikinci haftada daha yoğun siyasi pazarlıkların yaşanacağı mesajını verirken; yerli halkların, gençlerin ve toplulukların COP30’un merkezinde olduğu bir iklim eylemi anlayışının güçlendiği görülüyor. Zirvenin ilerleyen günlerinde hem karbon piyasaları hem de fosil yakıt geçişi başlıklarında daha sert tartışmalar bekleniyor ancak sekizinci günün ortaya koyduğu tablo net: Kalıcı iklim çözümleri, doğanın ve onu koruyan toplulukların güçlendirilmesine dayanan bütüncül yaklaşımlarla mümkün.

Çocuklar İçin

Keşfet ? Öyküler Kitap Kurdu